Yoğurt ve Kaka
Ne kaka mı?? Evet ya kaka.. bildiğin kaka!
5 yaşında küçük bir çocuğum, bir hafta sonu annem ve babam beni bir çay bahçesine götürdü. Onlar çay içiyor ama ne çay bana göre ne de kahve. İyi bir ebeveyn olduklarından bana kola da söylemiyorlar, gerçi benim aklım dondurmada ama onuda boğazlarım şişer diye söylemediler. Babam masanın üzerindeki ucu yırtılmış menüye baktıktan sonra masaların arasında yürüyen garsona “abisi, bizim delikanlıya yoğurt getiriver” diye seslendi.
Birazdan garson tepside bir kutu yoğurt ve birde plastik kaşık getirdi. Aklım dondurmada olsa da elimde ki o uyduruk kaşıkla babamın kapağını açtığı yoğurdu yemeye başladım.
Annem ve babam bir yandan benim hiç ilgimi çekmeyen şeylerden konuşuyorlardı. O sırada bende hiç istekli olmasam da babamdan çekindiğim için yoğurdumu yemek için debeleniyodum.
Yoğurdumun neredeyse yarısına gelmiştim ki o anda kaşığı tutan elimin üzerine ıslak bir şaplak patladı. Elimin üzerinde nereden geldiğini bile anlamadığım yeşil renkli ve sıcak bir şey vardı. O tuhaf şeyi görür görmez “bu nee” diye irkildim, o esnada babam kahkaha atarak “kuş pisledi” dedi...
Daha önce bu lafı hiç duymamıştım, “ne demek kuş pisledi!” diye sordum, babam bana “kuş kaka yaptı işte” deyince daha çok şaşırdım, “nasıl yani kaka yaptı, ne kuşu ne kakası??” dedim. Babamda hiç üşenmeden bana “bildiğin kaka işte” dedi, “hani sende tuvalette yapıyorsun ya” dediği anda kafamda bir şimşek daha çaktı.. Nasıl yani, bir kuş benim elimin üzerine benim tuvalete yaparken bile iğrendiğim şeyi mi yapmıştı?!? Hem de hiç düşünmeden!!..
Galiba refleks dedikleri şeyden olsa gerek, elimin üzerindeki o şeyi kokladım ki... nefesimi daha içime çekemeden bin pişman olmuştum. Elimdeki o şeyin rengi, görünüşü, ıslaklığı derken birde o ekşi, rezil, iğrenç koku bardağı taşıran son damla olmuştu... Ben tam bağrınmaya başlamışken annem masada duran suyla elimi yıkadı, ama elim hala iğrenç kokuyordu. Bunun üzerine annem çantasından kolonyalı bir mendil çıkarttı ve elimi iyice sildi, hala kokuyordu yada o iğrenç koku artık içime işlemişti. Neyse, en başta bile nazlı olan iştahım hepten kaçtı. Benim için iğrenç bir tecrübe olsa da babam sanki böyle şeyler her gün oluyor gibi rahattı, nihayet çaylarını bitirdiler ve kalktık.
Eve gidince annem elimi bir kaç kere daha iyice yıkadı. Sabah gözümü yatağımda açsam da gece salonda uyuyakalmıştım. O gün sitedeki diğer çocuklarla bahçede oynadık, üstümüz başımız iyice kirlendi, annem de beni bayağı azarladı.. Bir hafta kadar sonra babam bana bisiklet kullanmayı öğretti, destek almadan biraz olsun gidebilmek için kaç defa düştüğüm belli değildi. İki ay kadar sonra bisiklet kullanıyorken yanağımı arı soktu, daha yanağımın şişi inmemişti ki mahallede ki kötü bir çocuk ile kavga ettim, ben yerden kalktım ama ilk süt dişim hala yerdeydi. Bir iki ay sonra anaokuluna başladım, daha birkaç gün geçmemişti ki koridorda koşarken yere düştüm, hem dizim çok kanadı hem de geriye kalan birkaç süt dişim de beni terk etmişti..
Bunlar gibi iyi ve kötü bir sürü şey yaşarken büyümeye başlamıştım. Geçen zaman ile birlikte, yaşarken bana çok önemli gözüken bir sürü olayı çoktan unuttum. Hatta şimdilerde evlilik yıl dönümümü bile hatırlamak için durup düşünmem gerekiyor.....
Şimdi bu hikayedeki adamın iyi veya kötü pek çok özelliğinin yanı sıra; Çok büyük ihtimalle eşi, dostu yoğurdun ne kadar güzel, temiz, sağlıklı bir şey olduğunu anlatırken göbeklerini çatlatsa bile, O yoğurdu hiç sevmiyor hatta iğreniyordur. Aslında yoğurdu gördüğü zaman yaşanan olayı hatırlamıyor olsa bile, elindeki kuş kakasının oluşturduğu iğrenme duygusunu hatırlıyordur. Yoğurt artık O’nun için bir uyarandır, uyardığı şey ise o olayın anısı değil, bilinçaltına işlemiş olan duygunun anısıdır.
İşte hepimizin hayatında bilinçaltımıza kazınan kendi yoğurt ve kakalarımız var. Bunlar bazen çok gerekli bir işi savsaklamamıza, incelmek istesek de oburluk yapmamıza, yanlış olduğunu bildiğimiz birilerini çekici bulmamıza, saçma olduğunu bilsek de korkmamıza, sevmek istesek bile uyuz olmamıza yol açıyor derken davranış ve karakterimizi belirliyor. Şimdi bir düşünün, sizin nasıl davranacağınızı acaba hangi yoğurt ve kakalarınız belirliyor.
Bağlantılı
Makaleler
Bu Makaleyi Dinlemek İçin Oynat Düğmesini Tıklayın (Seslendirme Submental Terapisti Tansel Ergün)
[audio src="https://www.korhanozduru.com/wp-content/uploads/EFTSesliOkuma.mp3" /]
Size...
Yaşam bir ölçüde gerek hayatın anlamını kavrayabilmek ve onu doyasıya deneyimlemek gerekse...
Çekicilik güzel olmaktan oldukça farklı bir kavram. Güzelliğin tanımı kültürlere, coğrafyaya, cinsiyete,...
Bu Makaleyi Dinlemek İçin Oynat Düğmesini Tıklayın (Seslendirme Submental Terapisti Tansel Ergün)
[audio src="https://www.korhanozduru.com/wp-content/uploads/DoktorculukSesliOkuma.mp3" /]
Aslında...
Bu Makaleyi Dinlemek İçin Oynat Düğmesini Tıklayın (Seslendirme Submental Terapisti Tansel Ergün)
[audio src="https://www.korhanozduru.com/wp-content/uploads/KaloriSesliOkuma.mp3" /]
Her...
Düşüncenin Kakafonisi'ni Dinlemek İçin Oynat Düğmesini Tıklayın (Seslendirme Submental Terapisti Tansel Ergün)
[audio src="https://www.korhanozduru.com/wp-content/uploads/dusunceninkakafonisi.mp3" /]
Mesela...
Çok enteresan bir makine düşünün; O kadar enteresan ki eline alıp içine...
Kötü hipnozun etkisi altında kalmak deyince galiba bazı insanların aklına bir ara...