Patalojik Yalancılar

Öncelikle bu yazıyı sadece başkalarının yalanları konusunda okuyacaklara bir haberim var, hepimiz yaklaşık 2 yaşımızdan beri her gün bir sürü yalan söylüyoruz. Ama çok duyduğum için olsa gerek; Benim favorim her zaman “ben yalan söylemem” yalanı olmuştur. Neyse, sonuçta yalan; kandırmak niyeti ile doğru olanı saklamak için söylenilen veya yapılan bir eylemdir. Yalanın temelinde korku duygusu yer alsa da buradaki korku, yalan söylenilen kişiden korkmak kadar basit olmamakla beraber, yalan söyleyen kişinin reddedilme, zarar görme, para, itibar, ilişki, keyif gibi bir değeri kaybetme korkusunu da işaret eder. Ayrıca yalan sadece siyah olana beyaz demek kadar net bir olgu değil. İçeriği söyleyen kişiyi gerçekte olanın sonuçlarından uzaklaştırmak olduktan sonra; eksiltme, yansıtma, yanıltma, blöf, siyaset, saklama, yarım gerçek, abartı, saçmalık hatta konuyu boğuntuya getirme bile yalan olarak tarif edilebilir. Sadece bu tanımın içine bakınca bile herkesin yalan söylediğini açıkça görüyorsunuz. Ancak buradaki konumuz hepimizin ucuz yalanlarının ötesindeki Patolojik Yalancılık yani “Mitomani”. Mitomani’ nin ortaya çıkmasında temel sebep aynı OKB‘ de olduğu gibi kişinin dürtülerini kontrol edememesi ve bunun hastalıklı davranışlara yol açmasıdır. Örneğin kumar alışkanlığı veya kleptomani gibi Mitomani de kişinin iç dünyasından gelen yalan dürtüsünü ve bununla ilgili kazançlarını denetleyememesidir. Mitomani çoğunlukla hastanın dikkat çekip odak noktası haline gelmek adına yapmaya başladığı yalan söyleme alışkanlığının giderek hiçbir nedene gerek duymadan devam etmesi  ve zamanla dozunu artırmasıdır. Mitomani’ nin en çok eşlik ettiği rahatsızlıklar histrionik ve narsist kişilik bozuklukları olup asıl amaç kişinin ruhundaki boşluğunu doldurmaktır. Dikkatleri üzerine çekmek için yoğun bir istek ve arzu duyan kişi bunu başarabilmek adına olayları inanılmayacak derecede büyütmeye, abartmaya veya dramatize etmeye başlar. Bunu sağlamak için de mecburen yalan söyler. Mitoman kişiler çoğunlukla kendi yalanlarına inandıkları için ortada bir sorun olduğunu bile fark etmeyebilirler. Aslında Mitoman kişiler dürtülerinin idare ettiği Pinokyo kuklasına benzetilebilir. Bir yerlerde sorun olduğunu genellikle yakın aile üyeleri fark eder ve ender olarak kişiyi acımasızca suçlamak yerine tedaviye gitmeye ikna etmeye çalışırlar. Bu durumlarda hasta yakınının yapması gereken, çok fazla üstüne gitmeden onu kırmadan ve genelde başka bir konuyu öne sürerek tedaviye ikna etmeye çalışmaktır. Mitomani kadınlarda binde üç, erkeklerde binde bir kişide görülür. Ortalama başlangıç yaşı 16 olup erkeklerde daha az rastlansa bile dozu çok daha şiddetlidir. Mitomani çoğunlukla karşımıza davranış sorunu olarak çıkar. Günlük yaşamda birçok kişinin Mitoman kişilerle karşılaşabilmesi olasıdır. Mitomani rahatsızlığında kişi yalan söyler ve çoğu duygusal olan bazı kazançlar elde eder. Buraya kadar normal insanlardan pek farklı değil gibi durur. Ancak Mitoman kişinin günlük hayatla alakası olmayan yalanları kendilerine engel olamadan gündeme getirmeleri iç dünyalarındaki karmaşanın, endişenin, korku ve kaosun bir sonucudur. Bu kişiler iç dünyalarında öz güven eksikliği ve ciddi korkular taşıyan kişiler olup yalanlarla bunları telafi etme çabasındadırlar. Bu bir yere kadar telafi edilebilse de er ya da geç huzursuzluk daha da artar ve başka bir yalan daha gerekir. Bu şekilde bir kısır döngü devam eder ve er ya da geç kişinin hem sosyal ilişkilerine hem de kendisine zarar verir. Mitomani, psikiyatrik açıdan da riskli bir hastalık olup tedavisi zor olarak değerlendirilir. Tedavi için çoğunlukla uzun süren terapiler ve ilaç desteği gerektirse de narsist dayanağı yüzünden bazen de hiç tedavi edilemeyebilir.

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler