Sizin Niyetiniz Nedir?

Bu Makaleyi Dinlemek İçin Oynat Düğmesini Tıklayın (Seslendirme Submental Terapisti Tansel Ergün)

Hiç şüphesiz her insan bambaşka bir birey. Hiç kimsenin birkaç davranışından dolayı kesin biçimde kategorize edilmesinin mümkün ve doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu sebepten bu konuda pek derine inme cüretinde bulunmayacağım. Ancak insanların bir sürece başladıklarında gözden kaçmayan bir takım benzer tutumları, davranış ve istekleri yani özetle niyetleri olduğu da bir gerçek. Birazdan bahsedeceğim gözlemlerimin dışında, aslında iyileşmek istemeyen, sorunlarını yansıtmaktan beslenen veya erteleme-sendromuna yakalanmış olan pek çok birey de var. Ancak dediğim gibi; burada çok derin bahsetmeyecek olduğum ortak niyetler, iyi kötü yola çıkmayı başarmış olanlar hakkında.
Doğal olarak ben bu yazıdaki niyet gözlemlerimi, kilo vermek veya kendini daha iyi hissetmek için kollarını sıvayanlar konusunda yazıyorum. Ayrıca hepiniz bu yazıdakilere oldukça benzer niyetleri mesela spor salonuna giden bir tanıdığınızda bile görebilirsiniz.

Sorunları hakkında fikri olan ve bu sorunu artık gidermek isteyenler
Bu kişiler genelde bir çalışma yapmadan önce oldukça etraflı bir araştırma yapıyor, kendileri ile benzer sorunları olduğunu düşündükleri kişilerin olumlu yorum ve fikirlerini arıyorlar. Bazen bu araştırma ve emin olma süreci birkaç hafta sürebiliyor. Makul bir yönlendirme ile öyküleri ve sıkıntıları hakkındaki fikirlerini içtenlikle iletiyorlar. Aslında kişisel gelişim için en ideal durum olan, “Bilinçli yetersizlik” durumunda olduklarını kabul ederek kendilerini sürece bırakmakta çok direnmiyor, randevularına zamanında geliyor ve verilen ödevleri yerine getiriyorlar. Danışman ile birlikte çalışarak sorunu karşılarına alıyor ve etkileyici bir ilerleme kaydediyorlar.

Sorunları hakkında kesin fikri olmadığı halde bir an evvel iyi hissetmek isteyenler
Bu kişiler de eyleme geçmeden önce uzun bir araştırma yapıyor, ancak genelde odakları hakkında net fikirleri olmadığı için bazen araştırma yaparken kendilerini astroloji veya fal sitelerinde bulabiliyorlar. Bir an evvel mutlu olma ihtiyacı ile bazen biraz dağıldıkları bu araştırma sürecinin aylarca sürdüğü bile olabiliyor. Genelde bu araştırma süreci sonunda eyleme geçmeye karar verseler bile bu karar daha çok “Kısmet artık” şeklinde oluyor. Bu kişiler genelde randevularında konu ile ilgili olabileceğini düşündükleri her şeyi anlatıyor. Bazen terapisti dinlemek yerine, kendi yarım kalan öykülerine devam etmek veya araştırma süreçlerinde öğrendikleri şeyleri belirtmek için terapistin susmasını bekledikleri de görülüyor. Eğer terapist, danışman yada koç kişinin hissettiği o olumsuz duygu yerine, o olumsuz duygunun kaynağına yönelirse, kişi kapıdan çıkarken arzu ettiği o “Hızlı ağrı kesici” etkisini elde edemediğini düşünerek sürecini sabote etme eğilimi gösterebiliyor.

İçten içe mucize arayanlar
Bu kişilerin genelde sorunları hakkında güçlü fikirleri olsa da bu sorunu gidermek için çaba sarf etme isteklerinin olduğu pek söylenemez. Birkaç doz mucize alarak bütün sorunlarının ortadan kalkması arzusu ile astrolojiden gelmiş geçmiş yaşam terapilerine, mucize haplardan içinde evrenin gizli kalmış sırlarını barındıran öğretilere, mucize vadeden konular daha çok ilgilerini çekiyor. Genelde sabırları çok çabuk tükeniyor ve yılların biriktirdiği veya belki de aileden gelen genetik yatkınlığın zemin hazırladığı sıkıntılarını iksir vari şeyler ile anında gidermek istiyorlar. Bu kişiler sorunlarının çok katmanlı olabileceğini veya belki de kendilerinden kaynaklanabileceğini kabullenmekte zorlanarak mesela kan tahlillerini bile yaptırmayabiliyorlar. Ayrıca genelde kolay telkin alabilen bu kişiler, bazen falcı bile olsa çevrelerindeki insanların söylemlerinden oldukça kolay etkilenebiliyor. Bir tür kolaylık beklentisi ile güçlü ilaçlar kullanmaya veya radikal operasyonlar yaptırmaya daha meyilli olabiliyorlar.

Kendi vicdanlarını rahatlatmak isteyenler
Bu kişilerin de sorunları hakkında kapsamlı fikirleri var. Ancak o sorunu gidermekten ziyade, sorunları ile ilgilenmiş olma ihtiyaçları daha ağır basar. Mesela kişi çikolatayı, sigarayı veya alkolü belki de gerçekten bırakmak istemediği halde, kendisine daha az zarar verecek miktarda sürdürmek isteyebiliyor. Genelde bu kişilerin kendi kulaklarının pek duymak istemediği istekleri olabiliyor ve bir tür farkındalık çalışması yapıldığında görüşmeden rahatsız olabiliyorlar. Ancak “Ben bu sorun için bir şeyler yaptım, olmuyor işte ne yapalım” diyerek kendi vicdanlarını rahatlattıktan sonra kendilerini sabote etme eğilimleri gösteriyorlar. Çoğunlukla bu kişilerin bazen 1-2 sefer katıldıkları pek çok farklı çalışma oluyor. Bazen uzun zamandır çözemedikleri o sorun hakkında çok sıkıntı yaşayan vicdanlarını “Psikoloğa da gittim, diyetisyene de gittim, grup terapisine de gittim, pilatese de gittim, ilaç da kullandım.” diyerek rahatlatmaya çabalıyorlar. Ancak ortada tamamlamış oldukları hiç bir süreç olmadığını fark etmek hoşlarına gitmiyor.

Etraflarındaki insanların baskısından kurtulmak isteyenler
Aslında bu kişilerin en büyük sorunu etrafındakilerin sorun ettiği şeyler oluyor. Mesela kişi aşırı yemeyi, esrarı, sigarayı veya alkolü bırakmak istemediği halde çevre baskısından kurtulmak için bir şeyler yapmaya “razı” oluyor. Vicdanını rahatlatmak isteyenlerin sorunları hakkında içten içe bir kolaylık beklentisi vardır ancak baskıdan kurtulmak isteyenlerin kendilerine göre aslında bir sorunları bile yoktur ki iyileşsinler. Zaten kimse onları anlamıyor, üstelik duygusal farkındalık çalışması yapıldığında terapiste bile kolaylıkla öfkelenebiliyorlar. Çoğunlukla temel arzuları “Gidin dediniz gittim işte.” diyerek etrafındaki insanların o sorunun çözümü için destek gerektiğine dair fikirlerini çürütmek oluyor. Sıklıkla yüzleşmek istemedikleri sorunları ile yan yana oturarak terapisti veya etraflarındaki insanları karşılarına alıyorlar. Genelde bu kişilerin ara sıra biraz ısrara (ısrar edenlere öfkelenseler bile) ve o süreçte hissedecek oldukları önemsenme ve kendisine inanılma duygusuna ihtiyaçları oluyor. Haklılık dürtülerini ve duygusal beslenmelerini sürdürmek için ara sıra dirençlerini azaltarak bir şeyler yapmaya razı olabiliyorlar. Bazen baskılardan bir süre daha uzak kalmak veya içten içe terapiste ceza vermek için sonraki randevuyu alıyor ancak çoğunlukla bu randevularına gitmiyorlar.

Konu niyet olunca, şuradan şöyle başlar, burada böyle gider diye ahkam kesmek zaten mümkün değil. Ancak kişinin daha iyiye varabilmek niyeti ve bu niyeti doğrultusunda bir şeyler yapma azmi olduğu sürece güzel kazanımları olacağına yürekten inanıyorum.

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler