D Vitamini

Hiç unutmam eskiden yakın bir tanıdığım vardı, bir kan tahlilinde D vitamini değerinin sadece 1 puan çıktığını söylemişti. Mutlaka ilgilenmesi konusunda rica ettiğim halde pek oralı olmadı. Sonrasında ise (bundan mı değil mi emin olunamaz) meme kanserine yakalandığını öğrendi. Ameliyatlar ve kemoterapileri sonrasında çok şükür iyileşti ancak kontrollerinde doktorunun D vitamini değerleri üzerinde çok durduğundan bahsederken üzülerek yüzünde ki pişmanlığı görmüştüm. Böyle bir riske gerek yok.

İşte bu D vitamini 1920 yılında raşitizme çare aranırken keşfedildi. Sonraki yıllarda D vitamininin insan sağlığı üzerinde kemik kırıklarından kanser türlerine, kalp damar hastalıklarından diyabete varan pek çok farklı başlıkta önemli bir rol oynadığı görüldü. Vitaminler keşfedildikleri ilk günden bu yana, vücut dokuları tarafından üretilemeyen ve beslenme yoluyla alınması gereken, organik kimyasallar olarak tanımlanmıştır. Ancak D vitamini diğer vitaminler için geçerli olan bazı kuralların dışına çıkabilen bir vitamin, hatta bir hormondur Az önce belirttiklerimizin aksine D vitamini vücut tarafından üretilir. Balık ve yumurta sarısı dışında doğal yiyeceklerde pek bulunmaz ve gıda yoluyla alınsa bile, işe yarar hale gelmesi için vücut tarafından değişime uğratılması gerekir.

Vücut D Vitaminini Nasıl Üretir?
Güneş enerjisi cildimizdeki bir kimyasalı D3 vitaminine çevirir. D3 vitamini karaciğere ve oradan böbreklere taşınır. Böbrekler D3 vitaminini aktif  D vitaminine dönüştürür. D vitamini eksikliği kendini kas ve kemik ağrıları, kas ve kemik zayıflığı veya kas spazmlarıyla gösterebilir.

Ne İşe Yarar?
D vitamininin en bilinen faydası kemik sağlığını korumasıdır. Bağırsaklarda kalsiyumun daha çok emilmesini sağlayarak kemiklere güç katar. D vitamini eksikliğinde vücut besinlerdeki kalsiyumun ancak % 10 ila 15 kadarını alabilir. Normal şartlarda ise bu oran % 30 ila % 40 civarındadır.
D vitamini eksikliği çocuklarda raşitizme, yetişkinlerde ise osteomalasi (kemik yumuşaması) hastalıklarının görülmesine neden olur. Gelişmiş ülkelerde her iki hastalığa da artık nadiren rastlanır. Ancak halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporozun yükselişte olduğu söylenebilir.

Eksikliği Hangi Sorunlara Neden Olur?
Vücutta D vitamini seviyesi düşük olduğunda bu durum kemiklerde depolanan kalsiyumun da düşmesine yol açar. Böylece kemiklerde kırık riski de artmış olur. İnsanların yaygın olarak ‘dışarıda’ çalıştıkları eski zamanlarda D vitamini eksikliğinin nadir rastlanan bir durum olduğu söylenebilir. Ancak ozon delinmesi, ofis hayatı ve giysilerin kapanmaya başlaması ile birlikte çok daha yaygın bir sorun haline gelmiştir. Kapalı mekanlar dışında bağırsak hastalıkları, karaciğer veya böbrek rahatsızlıkları da D vitamini eksikliğine yol açabilir. Ek olarak bazı ilaçların D vitamini üzerinde olumsuz etkisi görülebilir. Sağlıklı bireylerde bile yaşın ilerlemesiyle birlikte D vitamini eksikliği riski artar.

Osteoporoz ve Kemik Erimesi: D vitamini olmadan aşırı sodyum tüketimine benzer biçimde vücut kalsiyumu yeterince kullanamaz. Öte yandan kalp, sinir ve kasların gerektiği gibi işlemesi için kandaki kalsiyum seviyesi kritik bir önem taşır. Dolayısıyla vücut kanda kalsiyum seviyesinin düşmesine izin veremez ve sistem kemiklerdeki kalsiyumu kana aktarır. Böylece kandaki kalsiyum normal seviyesini korur ancak bunun bedelini kemikler öder ve zayıflar.

Kas ve Sinir Sistemi: Osteoporoz kırık riskini arttırır. Osteoporoz kadar düşmeler de kırıklara neden olur ve D vitamini hem osteoporoz hem de düşme konusunda yardımcı olabilir. 2004 yılında yapılan bir araştırma D vitamini desteğinin düşme riskini % 22 oranda azalttığını göstermiştir. D vitamini kasların ve vücut dengesinin iyileşmesinde etkili olabilir.

Kalp ve Damar Hastalığı: Damar sağlığında D vitamini öne çıkar. Osteoporoz koroner arter hastalığı riskinin artmasıyla ve D vitamini düşük kan değerleri de koroner arter kireçlenmesinin artışıyla bağdaştırılır. Yüksek tansiyon ve D vitamini arasında bir ilişki bulunamamıştır ancak D vitamini eksikliğinin kalp krizi ve kalp yetmezliği riskini arttırdığı bilinmektedir.
Bağışıklık Sistemi Hastalıkları: D vitamini güçlü bir bağışıklık sistemi için de gerekli. Eksikliğinde, merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık olan MS (multipl skleroz) ve diğer bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıkların görülme riski artıyor.

Bunama: 65 yaş ve üzeri 1600 kişinin katılımıyla yapılan bir araştırmaya göre D vitamini seviyesi düşük olan kişilerin diğerlerine oranla %53 daha fazla bilişsel problem yaşadığı tespit edilmiş. Bu bilişsel problemler arasında düşünme ve problem çözme yeteneğinin zayıflaması, davranış bozuklukları, hafızanın zayıflaması, Alzheimer hastalığı ve bunama yer alıyor.

Meme Kanseri: Yetişkin kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri D vitamini eksikliği yaşayan kişiler arasında daha yaygındır. Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre D vitamini meme kanseri riskini önemli oranda azaltıyor. Tersi durumda, yani D vitamini eksikliğinde ise meme kanseri riski artıyor.

Prostat Kanseri: Erkekler kemik erimesini genellikle bir kadın hastalığı olarak görür ve konuyla pek ilgilenmezler. Ancak bilmelidirlerki D vitamini eksikliği sadece osteoporoz riski doğurmaz. Prostat kanseri erkeklerin görmezden gelemeyeceği ve son yıllarda D vitamini ile sıkça ilişkilendirilen bir konudur. Yapılan araştırmalar güneşli iklimde yaşayan ve kanında D vitamini değerleri yüksek olan erkeklerde prostat kanseri riskinin azaldığını göstermiştir.

Diğer Kanserler: D vitamini hücre büyümesini düzenlemekte önemli bir rol üstlenir. Çeşitli deneyler, D vitamininin kanseri tanımlayan kontrolsüz hücre çoğalmasını önlemeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Ayrıca D vitamini kanser hücrelerinin yayılmasını sınırlandırmaya ve kanser hücrelerini öldürmeye de katkıda bulunur.
Bu konuda kesin konuşmak için daha çok araştırmaya ihtiyaç vardır ancak kolon, pankreas ve böbrek kanseri için de D vitaminin riski azalttığına dair bulgular sunan bazı çalışmalar olmuştur.

Şizofreni ve Depresyon: D vitamini eksiklği yaşanlarda şizofreni hastalığı görülme oranı 2 kat daha fazla. Beyin kimyasının dengesi için önemli bir vitamin olan D vitamini eksikliği aynı zamanda depresyona da yol açabiliyor.

Diğer Sağlık Sorunları: D vitamini eksikliğinin risk oluşturduğu düşünülen diğer sağlık sorunları şöyledir:
•    Obezite
•    Bağışıklık sistemi hastalıkları
•    MS hastalığı
•    Romatoid artrit
•    Kireçlenme
•    Gut hastalığı
•    Parkinson hastalığı
•    Kronik halsizlik sendromu
•    Fibromiyalji
•    Kronik ağrı
•    Dişeti hastalıkları
•    Sedef hastalığı

Eksikliğinde Rol Oynayan Başlıca Faktörler
Yaşadığınız Yer: Ekvatordan uzak bölgelere, D vitamini için gerekli olan güneşin UVB ışınları, kış aylarında giderek daha az ulaşmaya başlar. Günlerin kısalmaya başlaması ve vücudun büyük kısmının giysilerle kapatılıyor olması da D vitamini açısından dezavantajdır.

Hava Kirliliği: Fosil yakıt ve benzerlerinden havaya salına  karbon gazları UVB ışınlarını tutarak D vitamini üretimine engel oluşturur.

Güneş Kremleri: Güneş kremleri UVB ışınları engelleyerek D vitamini üretimini engelleyebilir. Aslında engellemekten çok belki de azaltır demeliyiz. Güneş kremi kullananlar arasında çok az kişi tüm UVB ışınlarını önleyecek miktarda krem sürmektedir.

Yaş: Yaşlandıkça vücudun D vitamini üretme kapasitesinde de azalma görülür.

Karaciğer ve Böbrek Hastalıkları: Her iki organ da D vitamini üretiminde kilit  rol oynar. Dolayısıyla karaciğer veya böbrek rahatsızlıkları D vitamini eksikliğine yol açabilir.

Sindirim Sistemi Hastalıkları: Bağırsaklarda emilen D vitaminin, ister yiyeceklerden ister takviye şeklinde ilaçlardan emilmesini ve vücuda geçmesini önleyen Çölyak hastalığı gibi sindirim hastalıkları D vitamini eksikliğine sebep olabilir.

Obezite: Yağ hücreleri kandaki D vitaminini emer ve bu da vücutta D vitamini eksikliğine neden olur.

D Vitamini Nasıl Alınır?
Güneşlenmek: D vitamini almanın en zahmetsiz yolu güneşlenmektir. Genel olarak eğer D vitamini eksikliğiniz yoksa her mevsim günde 20 dakika kadar güneş kremi kullanmadan yüzünüzü, kollarınızı veya bacaklarınızı güneşlendirmenizdir. Vücudunuzu tümüyle güneşe çıkarmanız gerekmez. Örneğin balkonda sadece kollarınızı veya bacaklarınızı güneşlendirmeniz de yeter. Az faktörlü de olsa güneş kremleri vücudun D vitamini üretimini engeller. Ayrıca evde ya da arabada cam kenarında oturmak da yine ışınları engeller ve D vitamini üretimi açısından faydası olmaz. Ancak güneş ışınının zararlarını unutmamalı ve güneşin en dik geldiği saatlerde korumasız şekilde güneşlenmenin hiç de iyi bir fikir olmadığını belirtmeliyim. D vitamini üretmek için cildin güneşin UVB ışınlarına ihtiyacı vardır. Oysa bunlar aynı zamanda cilde çok zararlı ve güneş kremlerinin engellediği ışınlardır. Dolayısıyla özellikle yaz aylarında dikkatli olmanız, cildizi yakmamanız, hatta benlerinizi takip ederek daha az riskli saatleri tercih etmeniz gerekebilir.

Gıdalar: Açıkçası vücuda gerekli D vitaminini gıda yoluyla almak oldukça zor olacaktır. Zaten çok az gıdada bulunan D vitamini bu gıdalarda da son derece az miktarda bulunur.  Yeterli D vitamini için bir günde onlarca yumurta sarısı tüketmek gerekmesi gibi anlamsız bir sonuç ortaya çıkar.

Vitamin Takviyeleri : Güneşin zararları ile ilgili bu kadar çok konuşurken, şimdi korumasız şekilde her gün neredeyse yarım saat güneşlenmeniz kulağa hiç doğru gelmiyor, öyleyse D doktorunuzun önerisi ile vitamini takviyesi almayı düşünebilirsiniz. Elbette doğru dozajı doktor reçetesi ile almanız çok önemli ancak ciddi bir eksiklik var ise meşhur 5 liralık kır iç ampül (300.000 iü) çok işe yarayacaktır. Eğer bir eksiklik var ise o süslü ambalajların içindeki topu topu 500-700 iü D vitamini olan reçetesiz hap yada fısfıslar D vitamini eksikliğinizi değil, olsa olsa sadece paranızı giderir.

Ne Kadar D Vitamini Almamız Gerekiyor?
ABD Gıda ve Beslenme Kurulu’nun (Food and Nutrition Board) yaşlara göre sağlıklı bireyler için günlük D vitamini önerdiği rakamlar aşağıdadır. Ancak kişinin D vitamini ihtiyacı sağlık koşulları ve yaşam tarzına göre değişebilir. Bu nedenle sizin için en uygun günlük D vitamini tüketimi bilgisini ancak bir uzmandan alabilirsiniz.

0-12 ay: 400 IU (10 mcg)
1-13 yaş: 600 IU (15 mcg)
14-18 yaş: 600 IU
19-70 yaş: 600 IU
70 yaş üzeri: 800 IU (20 mcg)
Gebelik ve emzirme dönemi: 600 IU

D Vitamini Fazlalığı
Doktorunuz gözetiminde ölçüm yaptırmadan yüksek dozda bol bol D vitamini kullanmak son derece yanlıştır. Yüksek D vitamini kanda kalsiyumun çok yükselmesine, böbrek hastalıklarına, damar sorunlarına, böbrek taşlarına neden olabilir. D vitamini toksisitesinin yani zehirlenmesinin neden olduğu böbrek yetmezliği ya da kalp yetmezliği sonucu ölüm dahi ortaya çıkabilir. Toksisite genelde yetişkinlerde her gün 10.000 IU in birkaç ay boyunca alınmasıyla ortaya çıkar. Erken toksisite belirtileri kemik ağrısı, kabızlık, sersemlik hali, ağız kuruluğu, sürekli baş ağrısı, artmış susuzluk, iştahsızlık, düzensiz kalp atışı, kas ağrısı, ağızda metalik tat, bulantı, kusma şeklindedir. Kronik toksisite kemik ağrısı, idrarda bulanıklık, gözlerde kızarma, cinsel isteksizlik, gözlerin ışığa hassasiyetinde artma, ciltte kaşıntı, bulantı, kusma, şiddetli mide ağrısı, psikiyatrik problemler ile kendini belli edebilir.

Korhan Özduru

Bu sayfayı paylaş


Bağlantılı

Makaleler